Advert
Advert
Advert
  İSLAM COĞRAFYASININ EFENDİLERİ (2)

İSLAM COĞRAFYASININ EFENDİLERİ (2)

Bu içerik 1268 kez okundu.

Irak Oyuna Getirildi?

   Körfez/Arap ülkelerinin nüfuslarının önemli oranı Şii mezhebi inancına sahip..Humeyni Dev-rimi sonrası, halkının çoğunluğu Şii olan Körfez/Arap ülkelerinin Sünni yönetimleri de İran’a karşı kışkırtıldılar. Batı’nın söylediğine göre; “İran, Arap coğrafyasında farklı ülkelerde yaşa-yan Şii toplumlarını harekete geçirecek; bütün komşularına Şia (Şii) Şeriatı ihraç edecekti.”  Sonuçta, bütün Sünni kökenli Arap Kralları ve Emirleri hanedanlarıyla birlikte yönetimlerden indirileceklerdi.    

   Batı emperyalizmi ve onun güdümündeki Arap yönetimleri, Saddam Hüseyin yönetimi ile ittifak arayışı içine girdiler. Ve sonuçta, Eylül 1980’de Irak orduları, İran topraklarına karşı işgal saldırısı başlattı. Sekiz yıl süren savaş boyunca Irak’ı, Sünni Körfez/ Arap yönetimleri ve ABD yönetimi birlikte finanse ettiler. 1988’de savaş sona erdiğinde Irak, yaklaşık 100 milyar Dolar borçlandırılmıştı.  

   Savaş süresince, İran’da sol görüşe sahip halkın mücahitleri, kendi ülkesi aleyhinde Irak safla-rında yer aldılar. Buna karşın tarih boyunca, Irak içinde ayrılıkçı eğilim içinde olan Kürtler ise İran saflarında yer aldılar.

   Uzun süren savaş sonrası, Baas Lideri Saddam Hüseyin’in Arap milliyetçiliğine dayanan otori-tesi de iflas etmiş oldu. Bu nedenle, Irak içinde çoğunluğu oluşturan Şiiler, mezhepsel tutum alarak İran ile savaşan Saddam yönetimine olan güvenlerini yitirdiler ve Saddam yönetimi karşıtı tutum içine gidiler. % 15 oranında azınlık Kürtler ise etnik ayrımcılığı en üst düzeyde savunmaya başladılar. Şiiler ve Kürtler, savaş sırasındaki tutumları nedeniyle cezalandırılmak üzere, Saddam yönetiminin saldırısına uğradılar. Böylece, Saddam yönetimi ülkede halk des-teğinin % 80 gibi büyük oranını yitirmiş oldu.

   Borç batağındaki Irak, halkına ilaç ve gıda temininde zorluk çekerken; öte yandan savaş dö-neminde verilen borçların ödenmesi için Kuveyt Emir’i tarafından sıkıştırılıyordu. Bu gelişme üzerine öfkelenen Saddam Hüseyin, petrol kaynaklarınca zengin topraklara sahip Kuveyt’i işgal kararı aldı.  Niyetini yakın müttefiki sandığı ABD ile paylaştı. ABD yönetimi Saddam Hü-seyin’e hiçbir tepki göstermedi. Aksine; “Komşularınızla aranızdaki ikili sorunlar bizi ilgilen-dirmez” yanıtıyla Saddam Hüseyin’i, işgal yönünde özendirme yoluna gitti.

   1990 yazında, Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak Orduları bir gecede Kuveyt’i işgal etti. Bu aşamadan sonra başına gelenlere bir türlü anlam veremedi. 1991 yılı başında, içeriden Kürt-lerin ve Şiilerin; dışarıdan komşu olan Sünni ve Şii bütün İslam ülkelerinin desteğinde, Avrupa ülkeleri ve ABD orduları ittifak halinde Irak’ı işgale giriştiler.

   Batılı işgal orduları kısa zamanda Bağdat önlerine ulaştılar. Ancak garip bir davranış göstere-rek Saddam yönetimini devirmeden geri çekilip gittiler. Bunun önemli bir gerekçesi vardı. O gün Saddam yönetimi devrilseydi, Irak’ta başka bir yönetim kadrosu iktidara gelecekti. Irak demokratikleşme ve bütünlüğünü koruma şansını yakalayacaktı. ABD ve Batı, belki de Türki-ye Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını ve Irak’ın tüm top-lumlarının eşit temsil oranında demokratik bir yönetime kavuşmasını istemiyorlardı. Oysa Irak’ın bölünmesi için koşullar henüz elverişli değildi. Kuzey Irak coğrafyasında birbirine karşı Kürt grupların birleştirilmesi, Saddam yönetimi ve Sünni Araplarla Kürtlerin bir arada yaşa-mayacak denli düşmanlaşması; ekonomik ve askeri yönden geliştirilmesi zorunluydu.  O dö-nem Kürtler özerk veya bağımsız bir devlet oluşumunu yaşatmayacak denli parçalı ve güç-süzdü. Araplar ve Kürtler arasındaki düşmanlığın boyutu henüz ileri düzeyde değildi. Daha da tırmandırılmalı, tüm aşiretlerin, örgütlerin Araplara karşı savaş dışında hiçbir şekilde uzlaşma seçeneği kalmamalıydı.   

   Bir süre sonra 1991’de, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özal’ın önerisi askeri üs desteği ile çekiç güç yönetimi oluşturuldu. Çekiç gücü oluşturan Batı İttifakı savaş uçakları, Saddam Başkanlığındaki Irak ordusunun kuzey Irak topraklarına girişini, Türkiye ve İran ile olan sınırların denetim altına almasını yasakladılar. Kuzey Irak coğrafyasında, Barzani ve Talabani güçleri Irak’ı; PJAK, İran’ı ve PKK ise Türkiye’yi bölmek üzere geniş bir örgütlenme, askeri ve ekonomik yönden gelişme alanına sahip oldular.

 

Sürecek…

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU