Advert
Advert
Advert
NEYZEN TEVFİK
Celal Şakir TELCİ

NEYZEN TEVFİK

Bu içerik 4356 kez okundu.

   Ünlü ve renkli şair, Neyzen’imiz Tevfik, 1879 yılında Bodrum’da doğdu, asıl adı Tevfik Kolaylı’dır. Babası Samsun-Bafra ilçesinin Kolay nahiyesinden olduğu için Kolaylı soyadını almıştır.

   Babası Urla’da görevli iken, Tevfik ney derslerini Berber Kazım’dan almaya başlar. Sar’a hastasıdır, bu yüzden tahsilini yarım bırakır. Ney sevdasından İzmir Mevlevihanesine girer.

   Orada Şair Eşref olmak üzere, pek çok ünlü isimle tanışır. Arapça ve Farsça öğrenir. Daha sonra İstanbul’a yerleşir. Orada Mehmet Akif Ersoy’la tanışır, onun sayesinde seçkin edebiyatçılara ve müzisyenlere ulaşır.

   Bu arada Beyoğlu Meyhanelerinde müdavimi olur.

   1919’da “Hiç” isimli ilk kitabını çıkarır.

   Hayatını  hiç üzerine kuran Neyzen Tevfik için para, pul, makam, şöhret hiç’ti, hepsini elinin tersiyle itti. İstediği gibi yaşadı.

   Adaletsizliğe, otoriteye, çıkarcılığa, Din istismarlığına, sert ve etkili hicivleriyle karşı çıktı. Bu yüzden başı bol, bol derde girdi,   Mısır başta olmak üzere birçok sürgün hayatı yaşadı.

   Boynunda eski yazı ile “Hiç” yazıyordu.

    ***

   Bazen terk edilmiş, mezbelelik yerlerde veya Sur diplerinde, insanlıktan çıkmış bir takım adamlarla ve sokak köpekleriyle bir arada olduğunu bilen bir tanıdığı ile karşılaştı.

   Adam, Dünyalığını kurtarmış, tuzu kuru biriydi, aşağılayıcı bir tavırla, Neyzen’i süzdü…

  Tiksinerek baktı ve sordu;

  “Şairsin, Neyzensinde ne oldu, hani nerede servetin?”

  Neyzen eski tanıdığını bakışlarıyla şöyle bir tarttı. Adamın her vesile ile böbürlendiği servetini nasıl elde ettiğini de gayet iyi bilmesine rağmen, muhatabına hicvinin sivri oklarına layık olmadığını düşündü.

   Sadece dedi ki;

  “Ben şimdi, İstanbul’da hangi evin kapısını çalsam, ya dayısı, ya amcası, ya babası, ya anası hülasa muhakkak tanıdık birisi çıkar.

  Çorbamı verip, karnımı doyururlar. Yıkar, temizler misafir ederler. İcap ederse çamaşırlarımı yıkatırlar.

  Sırtıma bir şeyler giydirir, cebime de harçlığımı koyup… Yine gel, diye uğurlarlar.

  Birde sen dene bakalım.

  Benim servetim de bu…”

  Dili öylesine sivriydi ki, hicvi hak etmiş olanın kimliği, rütbesi veya makamı onu edeceği hakaretten asla alıkoyamazdı.

   ***

  Bir örnek paylaşalım;

  Neyzen Abdülhamit’in mâbeycisi, Ragıp Paşa’yı ara sıra ziyaret ederdi, bu ziyaretler bazı işgüzarları tahrik etmişti. İşgüzarlar, ağzından laf alıp, Paşa’ya yetiştirip, böylece hem aralarını bozmak, hemde Paşa’ya yaranmak için hiciv damarlarını tahrik etmek isterler.

  “Eee, işin işi artık, Paşa her ziyaretinde eline kim bilir ne tutuşturuyordur” dediler.

  Halbuki Neyzen, Ragıp Paşa’ya bahşiş almak için değil, eski tanıdığı olduğundan ziyaret ederdi.

  Üstelik Paşa’nın cimriliği dillere destandı.

  Neyzen dostunun bu özelliğini herkesten iyi bilirdi, zaten yıllardır bir fırsatını bulup bunu hicvetmek istiyordu.

  İşgüzarların laf taşıma niyetlerini sezince, bu fırsatı kaçırmamalıydı.

  “Paşa öyle bir adam ki, B…na konan sineğin bile yakalayıp dört ayağını bile yalamadan bırakmaz, böyle bir adam bana zırnık koklatır mı? Behey gafiller” deyiverdi.

   ***

  Belli bir işi gücü, düzenli maaşı olmamasına rağmen Neyzen, Romanlara konu olabilecek kadar iyi geçiniyor denilebilirdi.

  Her istediğini yapıyor, her hususta ne sınır, ne kural tanıyordu. Kendi söylediği gibi, hangi semtte hangi evin kapısını çalsa, kendisini himaye edecek birileri daima bulunabilirdi.

  Ama onun gibi sanatkar, elbette böyle geçinemezdi, her dönemde, bir veya birkaç koruyucusu vardı.

  Zamanın Sâdrazamı yani Başbakanı olan Said Halim Paşa’da bunlardan biriydi.

  30 Ocak 1953 yılında 74 yaşında hayata veda etti.

  

GÜNÜN SÖZÜ: “Bekaretinle kapatmaya çalışsan da, bedenin gizlemiyor ruhundaki fahişeyi…,

                                 Bacak arasında ibaret olsaydı namus, Yaradan da gizlerdi, İnekte ki memeyi.

 

                                                                                                              (Neyzen Tevfik)

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU