Hani derler ya artık zurnanın zırt dediği yerdeyiz diye, işte tam o noktadayız artık. Seçimlere dört gün kaldı. Ya evet deyip parlamenter rejime veda edeceğiz ya da HAYIR diyerek demokrasiyi taçlandıracağız. Önümüzde iki seçenek var. Ya herru ya merru…
Bize evet dememizi telkin edenler nedendir bilinmez, değişecek yasa maddeleri konusunda şöyle doyurucu bir bilgilendirme yapmadılar şimdiye dek. İşleri güçleri CHP Genel Başkanıyla uğraşmak oldu. Daha vahimi HAYIR oyu kullanacakları terörist olmakla suçladılar. FETÖ – PKK ve IŞID terör örgütleriyle HAYIR oyu verecekleri aynı kefeye koydular. Aylarca yasa maddelerinden çok bunlar konuşuldu malum kanallarında. Malum kişiler de kanallarından doğru, iktidarın yalakalığını yapmakta yarış içine girdiler…
Bir de şu On beş Temmuz Darbe girişimi var ya!
CHP genel başkanı neden havalimanında tankın üzerine çıkıp direnmemiş? Neden havalimanını terk etmiş? Demek ki sayın genel başkan vatan haini!
Güler misin, ağlar mısın be birader. FETÖ terör örgütü denen oluşumun üst düzey zatlarını eğitimden sağlığa, ordudan yargıya CHP mi yerleştirdi? On beş yıldan beri o paralel dediklerinizle kol kola yürümediniz mi? Hatta daha ileriye gidip, ne istedin de vermedik demediniz mi onlara!
Sonra bumerangın kendinize yöneldiğini fark edince kandırılmışız, milletimiz bizi affetsin diyen siz değil misiniz yoksa!
Pazar gününe şunun şurasında az bir zaman kaldı. Bu az zamanda milletin maküs kaderi oylanacak. Ve sonuç ne çıkarsa çıksın diyemiyoruz, çünkü evet çıkarsa eğer, Atatürk ve Cumhuriyet değerleri bir bir ortadan kalkacak. Buna izin verecek miyiz?
