Mazlum Kenan Köstekçi. Çorum’un Rüştü Onur’u. İkisi de genç yaşta yaşamlarını yitirmiş bu şairlerin kaderleri de aynı. Verem ve erken göçüşleri bu dünyadan…
Peki kimdir bu Mazlum Kenan Köstekçi?, Rüştü Onur’la benzer yanları neydi?
Mazlum Kenan Köstekçi 26 Eylül 1910 yılında Çorum’da doğmuş. 1923’te ilk tahsilini bitirdikten sonra 1925 yılında Çorum Mıntıka Ziraat Mektebi’nde okumuş. 1927 yılında Ankara’da Köy Muallimliği Kursu’ndan ehliyetname alarak Çorum’un köylerinde öğretmenlik yapmış. 1930 yılında Sivas Muallim Mektebi’ndeyken yakalandığı hastalığın tedavisi için İstanbul’a gönderilmiş. Burada tedavi olurken imtihana girmiş ve Gazi Muallim Mektebi’nden mezun olmuş. 1933 yılında ise hastalığının daha da artması sonucunda muallimlikten çekilmiş. Heybeli, Burgaz sanatoryumlarında yatmış, bu ölümcül hastalığın (verem) pençesinden kurtarılamayarak 13 Haziran 1936 tarihinde henüz 26 yaşındayken geride bir kitaplık şiirler bırakarak yaşama veda etmiştir.
Köstekçi’nin şiirlerini ailesi 1942 yılında “Zakkum Çiçekleri” adıyla yayınlamıştır.
Rüştü Onur (22), Muzaffer Tayyip (24), Mazlum Kenan Köstekçi (26), Kaan İnce (22), Garbis Cancikyan (26) kısacık yaşamlarını hastane köşelerinde, iş, ekmek kavgasıyla geçirmiş ve yaşamın güzelliğine dört elle sarılmış, umutla umutsuzluğu o kahredici verem illetinin soğukluğunu taşımışlar yüreklerinde.
Rüştü Onur’un dedesi, Mazlum Kenan Köstekçi’nin babası milletvekilliği yapmıştır. Her üç şairimizde birer kitaplık şiirler bırakarak yaşama veda etmiş ve şiirlerinde umut, küçük insanlar, sevinç ve mutluluğun yanı sıra yaşama bağlılıkları egemendir.
Rüştü Onur’un ölümü üzerine Behçet Necatigil şöyle yazmıştı Ocak gazetesinde: “Kendisini tanıyalı ancak bir sene, sevmiye ve anlamıya başlıyalı bundan da az bir zaman olmuştu. Şimdi, bir zamanlar hülyalarını dolaştırdığı bu şehirden uzakta, İstanbul’larda öldüğünü öğrendiğimden beri, boyuna Zonguldak caddelerindeki akşam gezintilerimizi düşünüyorum. Gamlı gecelerin öncüsü, dilsiz ve durgun akşamların alacakaranlıklarında bana şiirden bahseden Rüştü, artık hatıralarım farkında olmadan ne kadar beslenmişim ki yazılarında pek bahsetmek istemediği bilinmez dünyalara gidişinde böyle içten sarıldım. Şu anda, ölümünden bana kalanlar, temiz bir arkadaşlık, sevgiler, güzel bazı şiirler… “
Alaaddin Gövsa da Mazlum Kenan Köstekçi ve onun şiirlerinden haberdar oluşunu şöyle anlatır: “Hazin hayat menkıbesini babasından öğrendim. Çorum mebusu arkadaşım Süleyman Köstekcioğlu, o dinmez yürek acısını bir gün bana da açtı ve oğlunun kısa, fakat elemlerle dolu macerasını gözyaşları arasında anlattı. Küçüklüğünden beri şiire hevesli olan çocuktan matemli aileye yadigar kalmış şiirleri bir gün bana getireceğini söyledi./ “Şu bir avuç şiir, takasüf etmiş gözyaşları halinde bir avuç incidir. Ve rikkati ruha sinen bu yazıların kıymeti, zamanı aşacaktır. Hele “Şamdan” manzumesi genç şairin son gününde kadit olmuş ellerle ve son bir hızla kucaklayarak tepesinde on mum alevi halinde yaktığı ruhunu ebediyete ulaşacaktır sanıyorum.”
Mazlum Kenan Köstekçi, “Zakkum Çiçekleri”ni şöyle ifade ediyor:
“Istıraptan doğdular şiirlerim acıdır/ Mısralarımda elem, ilhamın kırbacıdır…”
İşte Şamdan isimli şiiri:
ŞAMDAN
Bileklerimden sarkan sapsarı ellerimi,
Gördükçe gözlerime inanmaz oluyorum.
Bu hasta yatağımda, yıkık emellerimi,
Hüzünle düşündükçe boşalıp doluyorum
Bu on sarı parmağı son günüme saklayıp,
Camlaşan gözlerimle onlara bakacağım,
Son bir hızla ruhumu tepemde kucaklayıp,
On kollu şamdan gibi başımda yakacağım.
*
Genç ölümlü şairlere selam olsun!...
