Fetö ile mücadele sulandırılıyor mu? Halkımızda böyle bir endişe seziliyor. Zira “İnlerine ireceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip bey bu mücadelede yalnız bırakılıyor….

   Siyasi ayak ortaya dökülmeden böyle bir mücadeleye kimseyi inandıramazsınız. Pek çok elebaşı kaçtı veya kaçırıldı, darbe teşebbüsünde suçüstü yakalanan hainler sözbirliği etmişçesine “Bana benzemiyor”, “Ben değilim” gibi yalanlama yoluna girdiklerini görüyoruz.

   İşi sulandırmak için elinden geleni yapıyorlar, Fetö haini örgütüne “Bana küfredin, kendinizi saklayın” diye talimat vermiş.

   Doğru; şimdilerde herkesin bildiği ünlü Fetöcüler yandaş kanallarda Fethullah’a saydırıyor. Emri yerine getiriyor… Kimsede tık yok.!

   Muhtemelen Tayyip beyde bunlar bizden iyi biliyor, “Şimdilik” seçimler var, siyasi dengeleri bozmayalım diye sessiz kalıyor diyenler var.

   ***

   Aslında çok geç kalındı, bizim gibi düşünenler yıllardır, “Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir” derken… Irkçı, Faşist, Kandan beslenenler diye etiketlendik, dışlandık.

   Onlar ise; “Terör güvenlikçi tedbirlerle çözülmez, diyalog ve siyasetle çözülür” dediler.

   “Analar ağlamasın” diyorlardı.

   Oysa 2002’de AKP iktidara geldiğinde PKK bitme noktasındaydı, ABD, Fetö destekli olarak canlandı, semirdi, kentleri hendeklerle cephanelik yaptı.

   “Barış süreci” diyerek, Askeri Kışlaya, Polisi Karakollara hapis etti.

   Fetö’nün TSK’ya yetiştirdiği hainleri, PKK’nın sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak silah sokmalarına, girip çıkmalarına göz yumdular.

   FETÖ-PKK İşbirlikçileri çocuk katilleri Apo itinin Diyarbakır şehir meydanında mesajının okunmasını bile sağladı.

   Kimsenin sesi çıkmadı.

   Bugün ise; Cumhurbaşkanı Tayyip bey sıkça tekrarlıyor; “Fethullah Terör Örgütüyle PKK ayrı, ayrı isimlerle, aynı hedefe yönelmiş terör örgütleridir.”

   İyide, bunu 17-25 Aralıktan önce anlayıp dillendirmeniz gerekmez miydi?  Siz devleti yönetmeye talip oldunuz ve yönetensiniz.

   Bari şu Ana Fetöcüleri, siyasi ayağı meydana çıkartında millet “oh” desin.!

                                        SEZGİN TANRIKULU

    Hükümet CHP’nin bir açığını yakalayıp da nasıl kullansak diye çeşitli manevralar yaptığı meydanda.

   Mesela; Camide bira içtiler, Başörtülü bacımın üstüne eşediler’den tutunda, Çanakkale’de kutsal topraklarda içki içtilere kadar her fırsatı arıyorlar.

   Yandaş medya bunları ısıtıp, ısıtıp servis ediyor, Yalan mı, Doğru mu umurlarında değil, maksat gündemi değiştirmek ve algı yaratmak.

   Amaçlarına da ulaşıyorlar.

   Hal böyle iken, birde Sezgin Tanrıkulu diye bir milletvekili çıktı ki, AKP’nin emeğine sadece yağ değil balda sürdü.

   Neymiş; SİHA’lar tek bir sivil halkı vuruyormuş.

   TSK anında yalanladı, “SİHA’lar tek bir sivile zarar vermedi.”

   Kınalı kuzularımız Mehmetçik’lerimizi, Polisi, Öğretmenleri kahpece mayınlı tuzaklarla şehit eden PKK’lı hainlere SİHA’lar elbette bomba atıp gebertecek, bunda da başarılılar, karanfil mi atsalardı?

   Bunun nesi yanlış Tanrıkulu?

   Böyle kritik zamanlarda ortaya çıkıp beyanat vererek CHP ve Kılıçdaroğlu’na hücum ettiriyorsun…

   Sayın Kılıçdaroğlu, sen bu Sezgin’i çok mu aradın?

   Bu PKK sevicisinin özgüveni olsaydı, İstanbul’dan değil, Diyarbakır’dan aday olur milletvekili seçilirdi.

   CHP, bu adamlarla yol alamaz.

Almamalıdır.!

GÜNÜN SÖZÜ: “Bildiklerini anlat ama akıl vermeye kalkma… Anlatılanları dinle hepsini doğru sanma… Sessiz kalmak bir şey bilmediğin anlamına gelmez… Çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez.!”

                                                                             (Kızılderili Atasözü)