Advert
Advert
Advert
3. İRAN

3. İRAN

Bu içerik 1547 kez okundu.

   İslam devrimi sonrası İran, ekonomik ve siyasal açıdan, Batı tarafından çevrim içine alınmış, güç kaynakları eritilmeye çalışılan bir ülke konumunda. Askeri gelişmi Batı için tehdit sayılıyor. Bu nedenle Batı’yla boy ölçüşebileceği her tür silah teknolojisine erişmesi engellenmeye çalışılıyor. Ekonomik yapısı, dış ticareti kıskaca alınmış durumda. Yalnızlaştırılarak İran halkı siyasal düzene ve iş başındaki dini yönetime karşı kışkırtılmak isteniyor.

   Tarihe göz atıldığında İran, Türkiye ile sürekli bölgesel rekabet durumunda oldu. Türkiye’nin Kafkaslarda, Orta Asya ve Ortadoğu’da hatta Doğu Akdeniz’de güç durumuna gelmesi karşısında her türlü önleme başvuruyor. Dinsel ve coğrafik yakınlığını kullanarak bölge ülkeleri ile yakın ilişkiler kuruyor. Türkiye’nin sorunlu olduğu tüm ülkelerle gizli veya açık dayanışma içine giriyor. Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek isteyen ülkelere karşı tutum alıyor. Azerbaycan ve Nahcivan’ın, Ermenistan ile yaşadığı sorunlarda, Ermenistan’ı destekler girişimlerdebulunuyor.


İran, Türkiye ile sürekli bir soğuk savaş durumunda. Bölgesel güç savaşı yanında, ayrıca ezeli mezhep çatışması ve İran’ın Kuzey Doğu’sunda yerleşik önemli nüfusa sahip Azeri Türkü’nün Türkiye’ye karşı sempatisi söz konusu. İran Azeri kitlesi, Azerbaycan ile birleşme isteğinde. Baskı altında tutulan İran Azerilerinin bu eğiliminin, bölgede güçlü bir Türkiye tarafından desteklenmesi korkusu, 1921’de İran’da iş başına gelen Rıza Şah Pehlevi’den beri sürüyor. Azeri - Türk birleşmesi, Ermenistan ve Rusya tarafından da paylaşılan bir ürküye dönüşmüş durumda. Bu korku, Kuzeydoğumuzda Türkiye karşıtı, gizli, büyük bir ittifakın oluşmasına neden oluyor.


   İran, bölgede tarım ve hayvancılık, maden, petrol ve doğalgaz potansiyeli açısından büyük bir ekonomik güce sahip. Ayrıca, İslam ülkeleri arasında Ortadoğu’da nükleer santral işleten ve nükleer silah teknolojisine en yakın ülke. Buna ek olarak, Batı dostu petrol üreticisi körfez ülkelerinin Basra Körfezi’nden çıkış yolu Hürmüz boğazının denetimi iran’ın elinde. En önemlisi bütün Arap yarım adası ve Kuzey Afrika toplumları arasında önemli bir saygınlığa sahip. Arap Yarım Adası’nın özellikle kuzeyinde Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Irak,  Suriye, Lübnan gibi ülkelerde yaşayanların yarıdan çoğu Şii İslam toplumlarından oluşmakta, İran ile gönül dayanışması içindeler. Bu ülkelerde devlet yönetimi ve yönetim dışı silahlı ve silahsız örgütlerle yakın dayanışma içinde. Bu ülkelerin birçoğunda, yapacağısavaş çağrısı ile tüm dengeleri alt üst edebilecek potansiyel güce sahip. Buna, bölgede saldırgan bir politika izleyen Batı’ya karşı ideolojik biçimlenişin tüm İslam coğrafyasında yarattığı sempatiyi de eklemek gerek.

 

   İran Türkiye arasında, 1514 Çaldıran Savaşından günümüze gelişen mezhepsel rekabet sürüyor. Günümüzde Şii İslam İran Yönetimi tarafından daha katı bir bakışla sürdürülen rekabet sonucu İran’ın yakın komşuluğu ülkemize ağır maliyet olarak yansımaya devam ediyor.  

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR