Advert
Advert
Advert
KOMPLEKSLİ RUHLARIN KUŞATMASINDA...

KOMPLEKSLİ RUHLARIN KUŞATMASINDA...

Bu içerik 2156 kez okundu.

   Korku çağında maddi cinayetin meşru hale gelmiş olması, düşünce dünyasında da zihinlerin birbirlerini katletmesini ifade eder. İnsan yaşamının değersizleşmesi, doğrudan diğer insanların zihnine yapılan saldırılar aracılığıyla gerçekleşir. Çünkü düşünce, zihinsel faaliyet ve bilgi ne kadar çok tahrip edilirse, İnsan aynı ölçüde hem maddesel hem de zihinsel şiddete kapılır; böylelikle söz ve dolayısıyla diyalog ortadan kalkar.

  Tahammülden ve eleştirel bakış açısından bütünü ile yoksun, şiddet ve istihzanın en nobran hali ile yoğrulmuş, kendisini ancak dışsal öznelerin karşısında konumlandırmak suretiyle anlam kazanabilen bir zihniyet işte…

Özünde intikamcılık yatan, kin, garezi, hınç, nefret gibi duygulardan beslenen ve özellikle kendi varoluşundan ötürü aşağılık kompleksi duyan kişinin ruhunda ortaya çıkan bu psikolojik hal  (Ressentiment) İnsan tipine philistine denir.

Bu tipler ki felfeseyi, sanatı, aklı, bilim gibi alanları ve kavramları hor gören, pespayelik ve saldırganca bir hınç ile cehalet ekseninde şekillenen anti-entellektüel bir tiptir. Yani bunların en belirgin hususiyetleri cahil olmalarıdır. Ancak cehalet ile bilgisizlik arasında bir ayrım yapmak gerekir.

Cahil sıfatı gündelik dilde kimi zaman, yalın anlamıyla bilgisiz olma hali yerinede kullanılmaktadır. Oysa cehalet, bilgi yoksunluğu ile muhakkak ilişkili olan, ancak bunun ötesinde başka bazı marazi vecheler de barındıran ve ressentiment ile organik bağı olan bir kavramdır.

Schopenhauer bir philistine’i şöyle betimler: “Ben, zihni ucu ucuna normal seviyede olduğundan ötürü, hiçbir zihinsel ihtiyacı olmayan kişi”. Hiç bir zihinsel ihtiyaç duymama hali gerçekten de büyük bir özet… tabiki bu onların akıl düşmanı olduğunu ifade edebilmemizi sağlar. Entellektüel tavra ve insana yaraşan her türlü kavrama nefreti belirgindir.

O, İlk olarak, kendisi ile ilişkisinde, hiç bir entellektüel hazza sahip değildir; Çünkü, gerçek ihtiyaçlar olmadan gerçek hazlarda olamaz. Bunlar insanı insan yapan değerlere karşı düşman olan bu tipler aynı zamanda eğitimizdir. Bu tipler kendi dışında kalan dünyayı idrak etmeye veya kavramaya çalışmaz. Çünkü o zaten dünyayı kendi sığ kavrayışı ile, hiç bir tartışmaya imkan bırakmayacak biçimde şekillendirmiştir. Maddi çıkarları uğruna, aklın ve sanatın yeri olmadığı gibi her düzene rahatlıkla uyum sağlayan büyük bir sürü olmayı becerirler.

Cehalet, değer ve ahlaktan yoksun bir dünyanın omurgası haline gelmiştir. Öyle ki, akademik çevrelerden kişiler dahi,  eğitimli kesimdense, cahil kesimi geleceğin garantörü olarak tercih edeceklerini adeta böbürlenerek beyan edebilecek kadar körleşmiştir. Sanırım ekranlarda görmeye alıştığınız bu tiplerin taltif edildiğinde okumuş olmalısınız.

Bilgiye, eğitime, zihinsel faaliyete böyle bir bakış açısıyla yaklaşılırsa ve bu bakış açısı toplumsal düzeyde de meşruiyet kazanmaya başlarsa, entellektüel artık çarmıha gerilmesi gereken bir suçlu haline gelir.

Burada akademisyen gibi entellektüel kesimin bu tabloya katkısını ifade etmemiz gerekiyor. Evet katiplikten öteye gidemeyen vasıfları ile sorumludurlar. Malumatın bu kadar erişilebilir ve dolaşıma açık hale gelmesi, gerçek bilginin itibarının sarsılmasına ve buna bağlı olarak entellektüel figürünün de değer kaybetmesine yol açmıştır. Ağzı iyi laf yapabilen malumatfuruşlardan oluşan bir grup…

Herşeye dair yarımyamalak bilgi sahibi olan, Fakat her konu hakkında otorite edasıyla davranan bu kimseleri bilgili diye yücelterek peşlerine takılmaktan imtina etmemişlerdir. Gerçek entellektüel, mevcut şartlar altında kendi varoluş mücadelesini vermektedir.

Bilmem anlatabildim mi… bir düşünün isterseniz gördüklerinizi, duyduklarınızı, yaşanan süreci…

Cehaletin en büyük göstergesi, bir meseleye dahil kulaktan dolma eksik bilgileye, yani malumata itibar edilmesidir. Çünkü malumat kolaylıkla elde edilebilir. Oysa hakiki bilgiye ulaşmak sabır ve çaba ister. Cahil bir insanın birey olması söz konusu olamaz. Hayattaki her konuya dair bakış acılarını malumat üzerine kuran bu kişiler, beraberce malumatlardan biri dağ oluşturup böyle ayakta durabilirler. Bu korkunç dağa karşı duran bireylere ise inanılmaz öfke ve hınç duyarlar. Çünkü temel de farkında oldukları şey, kendi zihinlerini kullanacak cesarete sahip olamadıklarıdır. Sonrasında, büyük bir minnetle kucakladıkları cehaletliden aldıkları cüretle, insanı değerli kılan her şeye savaş açarlar.

Tüm okurlarımıza iyi bir sene dilemek istiyorum. Bu yazıyı kaleme alırken İstanbul'da yaşanan katliamın acısını hissede hissede… 39 can yandı yine… kanlı başladı 2017. Memleketimizin yarınlarının güzel olması adına tüm duam...

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR