Muhtemelen nisan ayının ortalarında referandum yapılacak. Meclisin referandum için halka oyuna gönderdiği Anayasa Maddelerinin on sekizi oylanacak. Referandum, kim ne derse desin, ülkede bir başkanlık sistemi için yapılacak. İktidar değişmeyecek. Cumhurbaşkanı değişmeyecek. Değişen şey, artık parlamento hükümet olamayacak. Seçilen altı yüz milletvekili, emme basma tulumba gibi olacak. Başkanın gönderdiği yasa tasarılarını oylayacak ya da başkanın istediği gibi yasa tasarıları hazırlayıp onaylayacak…

   Hal böyleyken, vekil sayısı altı yüze çıkarılacak. 18 Yaşa vekil seçilebilme hakkı verilecek ve kim bilir hangi zenginin okul yaşamına son vermiş çocukları, kestirme yoldan vekil olup, yedi ceddi boyunca refah içinde yaşayacak. Peki, bu memlekette, okuyup meslek sahibi olan garibanlara iş ve aş verilecek mi? Orasını hiç sormayın. Milyonlarca gencimiz işsiz. Üniversite bitirmiş gençlerimiz mesleğinde çalışma olanağı bulamıyor. Bizi yönetenler neyle uğraşıyor!

                                    YASA TEKLİFİ, İDDİALAR VE GERÇEKLER

   Başbakanımız malum kanallara çıkıp, getirilen anayasa değişikliği ile bürokratik vesayete son verilecek buyuruyor. Oysa gerçek hiç de onun iddia ettiği gibi değil.

   Memurların partizanlaşması daha şimdiden başladı. Gerçi kısmen de olsa zaten memurlar iktidardan yana ya da muhalif olarak ayrışmıştı. Referandumdan sonra oligarşik vesayet başlayacak. Parti genel başkanı, aynı zamanda devletin başı tüm devlet kadrolarına kendisi atama yapacak. Öyle liyakatmiş, kariyermiş, yetenekmiş, yemezler. Partinin adamıysan atanırsın ancak. Peki ülke bunun sıkıntılarını çekmedi mi şimdiye dek?

  Cumhurbaşkanı kendi ağzıyla itiraf etmedi mi? “Ne istediniz de vermedik?” diye!

  Başbakan, çift başlılık ortadan kalkacak diyor.

  Gülsek mi, ağlasak mı?

  Kardeşim zaten AKP iktidarıyla birlikte tek başlılık hüküm sürmüyor mu? İktidar, cumhurbaşkanının hangi dediğini yapmadı ki şimdiye dek?

  Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçtiren kim? Sonrasında Şimdiki cumhurbaşkanını seçtiren kim? Tabiki AKP iktidarı değil mi? Peki çift başlılık neresinde bunun?

                                                EKONOMİ NEREYE…

  Aralarında Ziraat Bankası ve PTT’nin de olduğu birçok kuruluş, Varlık Kurumu’na devredildi deniyor sabah haberlerinde. Bunun anlamı, gerçekten de ülke ekonomisinin önü alınmaz bir kaosa sürüklendiğidir bence. Zaten döviz aldı başını gidiyor, bir de para ile oynayan kurumlar denetlenemeyecek hale getirilirse işimiz zor bu memlekette. Kaç, yıldır Sayıştay raporları mecliste görüşülemiyordu. Bundan böyle Sayıştay denetimi de ortadan kalkmış olacak adı geçen kuruluşlar için! Yani memlekette paranın idaresi de tek başa verilecek. Öyle görünüyor.

  Bizi deve gibi görenler, hendekten atlamamız için bir tutam otu bile çok görmeye başladılar. İşçiye, emekçiye, çalışana yüzde üç – dörtlük artışları çok görenler, kendi çıkarları için akıl almaz manevralara baş vuruyorlar. Hele emekli! Ayda on lira gibi komik bir promosyon artışını emekliye büyük bir ikrammış gibi sundular. Gerçi bu memleketin dokuz milyondan fazla emeklisi daha önce gözünü açabilseydi, bu günleri yaşamazdı ya…